- kafası yerinde
акъыл зиIэ
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
kafası yerinde olmamak — gereği gibi düşünecek durumda olmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafası işlemek (veya çalışmak) — aklı, zekâsı yerinde olmak, bir konu üzerinde iyi düşünebilir olmak Hasan ın kafası şimdi üç cepheli işliyordu. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi — sf. 1) İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. F. R. Atay 2) Bol, yararlı, kazançlı İyi yağmur yağdı. 3) Çok İyi para kazandı. 4) Uğurlu, hayırlı, iyilik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kontak — is., ğı, Fr. contact 1) Karşıt elektrik taşıyan iki maddenin birbirine dokunması, temas 2) Motorlu araçları çalıştırmaya yarayan düzenek 3) mec. Bağlantı, ilgi 4) sf., argo Ruh sağlığı yerinde olmayan, dengesiz Birleşik Sözler kontak anahtarı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
muvazeneli — sf. 1) Dengeli, ölçülü Beyaz kalın boynu üzerinde kafası çok muvazeneli, çok yerinde, çok erkek görünüyor. A. Ş. Hisar 2) mec. Davranışları ölçülü olan … Çağatay Osmanlı Sözlük